
Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu ve Polonya Ankara Büyükelçiliği himayesinde gerçekleşen basın gezisi sırasında yapılan toplantılarda, Türkiye ile AB ilişkilerinden güvenlik iş birliklerine, Polonya-Türkiye ikili ilişkilerine kadar birçok konu ele alındı.
"Türkiye'nin AB Üyelik Sürecindeki Yanındayız"
Polonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Anna Radwan, Türkiye'nin AB üyelik sürecini yakından takip ettiklerini ve Polonya'nın desteğinin tam olduğunu belirtti:
Avrupa Birliği adaylık sürecinde dini değil; ekonomik, siyasi ve değerlere dayalı kriterleri esas alır. Türkiye’nin de aynı anlayışla ilerlemesi önemli. Polonya, elinden gelen katkıyı sunuyor. Ancak unutulmamalı ki, tango iki kişiyle yapılır. Türkiye'nin de sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor.
"Güvenlik Avrupa'nın En Önemli Önceliği"
AB Dönem Başkanlığını yürüten Polonya'nın stratejik önceliğine vurgu yapan Radwan şunları söyledi:
Bu dönem bizim için hem siyasi hem de jeopolitik açıdan kritik. Ana sloganımız: ‘Güvenlik, Avrupa!’ Önceliğimiz Ukrayna'daki istikrarın sağlanmasıdır. Diğer AB üyeleriyle savunma harcamalarının artırılması gerektiğini vurguluyoruz. Ayrıca siber ve sağlık güvenliği ajandamızda üst sıralarda bulunuyor.
Turizm ve kültürel zenginliklere de dikkat çeken Radwan, yaklaşık 1.8 milyon Polonyalının yılda Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve arkeolojik miras ile Türk mutfağının bu tercihte önemli rol oynadığını belirtti. Ayrıca 7-8 Mayıs tarihlerinde Polonya'da düzenlenecek AB Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı’na (Gymnich) Türkiye’nin katılımını önemsediklerini söyledi.
"Türkiye, AB ve Ukrayna Güvenliği İçin Hayati Aktör"
Janusz Reiter gibi etkili düşünce kuruluşlarından Uluslararası Çalışmalar Merkezi Kurucusu, Avrupa'nın tarihsel olarak en huzurlu dönemlerinden birini yaşadığını ancak Rusya-Ukrayna Savaşı ile denge kaybettiğini dile getirdi. Avrupa’nın savunma reflekslerinin değiştiğini vurgulayan Reiter şunları söyledi: "Avrupa artık kendi güvenliğini daha fazla önemsemek zorunda. Polonya tek başına savunma konusunda hareket edemez, dolayısıyla güvenilir ortaklar gerekmektedir ve Türkiye AB ile Ukrayna’nın güvenliği açısından stratejik bir pozisyonda yer almaktadır."
"Erdoğan'ın Rolü ve Türkiye'nin Stratejik Önemi"
Varşova Üniversitesi Avrupa Merkezi Direktörü Kamil Zajaczkowski ise güvenlik iş birliğinin lüks olmaktan çıkarak zorunluluk haline geldiğini belirtirken "Avrupa savunma politikası NATO içinde yeniden inşa edilmeli ve burada Türkiye’nin rolü daha da belirleyici hale geliyor." dedi.
Üniversitenin akademisyenlerinden Dr. Danuta Chmielowska da Türkiye’nin AB üyeliğine verdikleri desteği tekrarlayarak "Türkiye AB’ye katılırsa büyük memnuniyet duyarız. Orta Asya ve Kafkasya’yla kurulan bağlar açısından Türkiye çok değerlidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya-Ukrayna savaşındaki dengeli duruşu da bu bağlamda dikkat çekicidir."
"Bayraktar İHA'lar Polonya'da Efsaneleşti"
Polonya Dış İlişkiler Enstitüsü Analisti Artur Kacprzyk ise Türkiye'nin NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip olduğuna işaret ederek "Türkiye, askeri kapasitesinin yanı sıra Karadeniz'deki jeostratejik hakimiyeti ile de güvenlik açısından kilit noktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Enstitünün Türkiye uzmanlarından Aleksandra Maria Spancerska ise Türk savunma sanayisinin Polonyalı kamuoyunda yarattığı etkiyi şöyle ifade etti: "Türkiye, askeri yeteneğiyle Polonyalılara ciddi bir izlenim bırakmakta. Özellikle Bayraktar İnsansız Hava Araçları Ukrayna'daki etkin rolünden dolayı öyle popüler oldu ki üzerlerine şarkılar bile yazıldı."
Sonuç: Türkiye'siz Güvenlik Vizyon Eksiktir
Toplantılardan çıkan mesajlar Türkiye'nin Avrupa güvenlik mimarisindeki hayati rolünü tekrar vurgularken, Polonyalılardan gelen destek mesajları AB üyelik sürecinde olumlu ve yapıcı bir yaklaşım sergilemenin devam ettiğini gösterdi.